Kıymetli dostumuzun ölüm haberi dün geceyarısı geldi:
Biraz önce aldığım bir habere çok üzüldüm, çok! Sevgili dostum, kardeşim, çalışma arkadaşım Mesut Uğur vefat etmiş. Ah be Mesut abi, senin ölümüne çok çok üzüldüm, yüreğim yandı… seni çok özleyeceğim. Seni, seninle birlikte kalkınmış, müreffeh bir Türkiye hayalimize kavuşmak için yaptığımız yoğun çalışmaları, müzakerelerimizi, seyahatlerimizi… hiç unutmayacağım. Bir varmış, bir yokmuş! Herkes bilsin ki Mesut bey çok iyi bir insandı, çok kaliteli bir mühendis ve vatanını çok seven mümin bir insandı. Allah rahmet eylesin! -- Davut Kavranoğlu
Rahmetli Mesut Kardeşimiz, kısa bir ömre o kadar çok şey sığdırdı ki, şu mısraların haber verdiği ölümsüzlüğe ulaştı:
“Ölüm bize ne uzak, bize ne yakın ölüm.
Ölümsüzlüğü tattık, bize ne yapsın ölüm”
Rabbim rahmetiyle karşılasın
|
Dünya cennetinde ürün zamanı... Burada ektin, Cennet'te biçersin |
Kendi Kaleminden
Erkan Hocamın "Merhum kardeşimiz kendini çok güzel anlatmış, vizyoner bir mühendis, halis bir arkadaştı" diyerek gösterdiği sayfadan alıntılar:
Karın yolları kapadığı bir günde 1961 Şubatının ortasında Eskişehir’e 90 km mesafedeki Kadıkuyu köyünde çiftçi ve esnaf bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmişim. Çocukluk yıllarım köyümde geçti.
Köyde okunabilecek son okul olan Ortaokulu 1975 de bitirdim. Köyde o zamanlar evlerde su ve elektrik yoktu. Suyu kovalarla taşıyorduk. Bahçedeki kuyunun acı suyunu hayvanlarımız içiyordu.
1975 -- Maçka Endüstri Meslek Lisesi giriş sınavına katıldım. Torna tesviye bölümünü ilk başa yazdık ve sınavı kazandım. Kerpiç evden gelen birisi için İstanbul’un en güzel binalarından birinde okumak çok gurur verici.
1979 Ekim -- Kurban bayramına 1 hafta kala adeta anarşi ortamından kaçarcasına İsviçre’ye burs sınavını kazanan 5 arkadaş gittik. İnsanın kendinden üstün medeniyete alışması kolay oluyor.
1994 -- 6 ortak İsviçre’de Eskon Teknoloji AŞ ve İstanbul’da Elmak Elektronik Makine AŞ yi kurduk. [Köyünden çıkalı henüz 20 yıl olmamış]
1995 Mart -- Türkiye’ye kesin dönüş yaptık. Elmak AŞ olarak bir taraftan farklı makineler geliştirdik, bir taraftan proses endüstrisine proses kontrol sistemleri geliştirdik.
Köyde başlayan, İstanbul'dan geçip İsviçre'de gelişen ilginç bir bir hayat hikayesi, hepsini okumaya değer:
https://gozlemler.blogspot.com/2023/08/mesut-ugur.html
Bir soru ve kısa cevabı
Anılara Özlem Aslında Sonsuz Varolma İsteğinin Yansıması mıdır?
"Aynen güzel insan, bir daha gelmez o günler. Şimdi her birimiz altmış yaşın altında ve üstündeyiz. Rüya gibi zamanda yolculuk olsa kişi başı yirmi otuz bin olsa gitmez miyiz o günleri tekrar yaşamaya bir saat bile olsa razıyım oysa hepsi hayal oldu."
Evet, geçmişteki olumsuz anıları görmezden gelip, güzel anıları özlemle hatırlamak, aslında insanın fıtratında yani doğasında bulunan ebedi yaşama arzusunun, sonsuzluk isteğinin bir yansımasıdır.
Nasıl ki, midenin varlığı güzel gıdaların da var olması gerektiğini gösterir, veya binlerce farklı tadı ayırabilen dilin varlığı o gıdaların binlerce farklı tadının da olduğuna işaret eder; aynen onun gibi, her insanın doğasında bulunan ebediyet arzusu, diğer bir ifadeyle sonsuz yaşama isteği, ileride sonsuz yaşanacak mekanların var olması gerektiğini gösterir ve oralarda sonsuz yaşam sürüleceğine işaret eder, hatta delil sayılabilir...
Selam ve muhabbetle,
E.T.
------
Taziye mesajları
Ali Demir:
Ah be Mesut…
Rabbim Mekanını Cennet eylesin.
Cennette buluşmak ümidiyle.
Erkan Türe:
Böyle hareketli bir mühendis, böyle meraklı bir insan, böyle derin düşünen bir beyine elbette uzun hastalık dönemleri yakışmazdı, Mevlam onu aramızdan erkenden alıp ebedi uykusuna yatırmayı takdir etmiş, bunda aklımızın ermediği bir hikmet vardır. Ne mutlu bizlere ki Allah'a, ahirete, Hesap Gününe ve ebedi hayata inanıyoruz. Yoksa bu kısacık, adaletsiz, sıkıntı ve imtihanlarla dolu dünya hayatının bitmesi, böyle güzel dostlardan mahrum kalmak, sevdiklerini "kaybetmek" ne kadar acı verici, ne kadar korkunç bir son duygusu verirdi. Mesut kardeşimiz SUR'a ikinci kez üfleninceye kadarki derin uykusuna (bizleri hüzünlendirerek) uğurlandı, bizler de zamanımız geldikçe aynı yolculuğu yapacağız, ama erken, ama geç. Rabbim bu güzide topluluktaki dostlara ve tüm sevdiklerine o dehşetli günde yüzü ağaranlardan olmayı nasip etsin, Mesut Uğur'u en güzel cennetlerinde ağırlasın.
Yaşar Tatar:
Benim sonradan tanıdığım ve sık sık olmasa da telefonla istişare ettiğim kıymetli bir ilim insanıydı. Bir ay önce digital patoloji ürünü tasarlayan firmayla görüşmemizi sağladı; ilk toplantıya bir cenaze dolayısıyla gelememişti, bu günlerde ikincisini planlamıştık, cenazesinde 😞 buluştuk.
Kovit döneminde ısı-endotel hasarı-intersitisyel alan sıvı birikimi konusunda telefonda uzun uzun konuşup yoğun bakımcılarla görüşlerini paylaşmasına yardımcı olmuştum ama geleneksel tedaviciler galip gelmişti. Rahmet olsun.
Recep Artır:
Rahmetli Mesut kardeşimize, babamın vefatından dolayı Kasım 2021de yazdığı taziye mesajına teşekkürlerimi iletmiştim. Bana cevaben yazdığı, vefatından sonra okuyunca daha da hüzünlendiğim mesajını aşağıda veriyorum:
"Allah sizlere sabır ve sağlıklı ömür nasip etsin Recep hocam. Babanıza ve diğer gelip geçen yakınlarınıza rahmet dilerim. Mekanları cennet olsun İnşallah. Hepimiz öleceğiz. En korktuğum şey anne ve babadan önce ölmek ve onların evlat acısı çekmeleri Allah sıralı ölüm versin, kolay imtihanlar nasip etsin. Amin."
Vefat haberini alınca bu ifadeleri aklıma geldi, hissettiği gerçekleşti, Rabbim geride kalan ailesine sabırlar ihsan etsin. Ben de iyi bir mümin, güzel bir insan, memleket meseleleri için düşünen, konuşan, yazan ve her platformda söyleyen iyi bir münevver olduğuna şehadet ederim. Allah rahmet eylesin.
Abdulkerim Kar:
Arkasından kendisini hayırla anacak, onun için Allah'tan rahmet dileyecek ve iyilerden olduğuna şahitlik edecek dostlara sahip olarak dünya hayatını sonlandırmak gerçek müslümanlara özgü bir hayat sureci olsa gerek. Allah onu cennet bahçelerinde Kıyamete kadar misafir etsin, hesap gününde rahmetiyle mükafatlandırsın.