29 Ocak 2023

Yaşarken dost... öldükten sonra?

Ali Demir, İTÜ

Müslüman dosdoğru olan ve sözünde durandır. Osman Kardeşim bir Müslümandı, dosdoğruydu ve sözünde dururdu. Onunla her sözleştiğimizde mutlaka zamanında önce sözleştiğimiz yerde olurdu. En son ameliyatları sonrası biraz iyileştiğinde Nezahat Gökyiğit Botanik parkına gitmeyi kararlaştırmıştık ama bir türlü gerçekleştirmemiştik. Ama birlikte bir bahar günü boğazda erguvanları seyretmek üzere Aşiyan Müzesi, Aşiyan mezarlığı, Japon Bahçesi ve Boğaziçi Üniversitesi kampüsünü ziyaret ettik. Osman’la gezme, seyahat fıtrata uygun bir gezi oldu hep. Zamanında sözleşilen yerde başlar, fıtrata uygun gezilir ve son derece huzur veren bir biçimde biter ve bir sonraki buluşmanın heyecanı ile vedalaşılır. Bu nadide gezide Aşiyan Mezarlığında, Yahya Kemal Beyatlı, Medine Müdafii Fahrettin Paşanın mezarlarını ziyaret ettik. Bir de en son burada defnedilen Teoman Duralı hocamızı ziyaret ettik. Bu mezarlık bir tarih, medeniyet müzesi aslında. 

29 Ocak 2023 Pazar günü Mavera Vakfında “Dostları Osman Arı’yı Anlatıyor” vefa programında yaptığım kısa konuşmada belirttiğim üzere ben Osman Arı’yı son 8 sene içinde tanıdım ama dost olmuştuk, kardeş olmuştuk, yoldaş olmuştuk, dağdaş olmuştuk, kampdaş olmuştuk. Ruhlarımızın uyuştuğu Osman kardeşimle çok sayıda kamp, gezi, seyahat ve sosyal faaliyette birlikte olduk. Hepsinde sıfır sorun ve maksimum uyum ve mutluluk yaşadım. Çünkü Osman kardeşim halis, samimi deruni bir Müslümandı.  İki ota yaş üstü insan birlikte aynı araç, içinde, aynı odada aynı sofrada 2 gece 3 gün geçirir de hiç sürtüşmez mi, yanınızda olan Osman Arı ise bu mümkün. Bu güzel seyahati “Tanrı Müsafiri, Gök Sofrası” olarak yazdım. Gerçekten de Osman kardeşimle birlikte Gök Sofrasında ağırlanmştık elhamdülillah. 

Osman, birlikte yaşadığımız günlerde bana hep güzellikleri gösterdi. İstanbul’un gizli güzellik hazinesi olan Atatük Arberatum’u beraber gezdik ve Allah yarattığı güzelliklerden sadece bir kısmını gördük, kaydettik. Ama Osman, bu dünyadan göçtükten sonra da bize yol gösteriyor ve islam medeniyetinin inceliklerini öğretiyor.

Osman Arı Arboretum'da

Şevket Hüner daha önce de yazmıştı ve Osman Arıyı anma programında da anlattı. “Hüsmen ve İbrahim amcalar, geçtiğimiz çarşamba Mehmet Saraç’ın kayınpederine vefat eden oğlu Osman Arı için Adapazarı’ndan kalkıp, Konya Ilgın’a taziye için gelmişler. Ertesi gün de Adapazarı’na geri dönmüşler. O günün gece yarısı Mehmet’in eşinin telefonu çalmış. Arayan İbrahim Amca “Yol arkadaşım Hüsmen’i kaybettik.” derken ağlıyormuş. Ecel, dönüş yolunda bir trafik kazası olarak tecelli etmiş. Hüsmen Amca, Adapazarı’nda trenden indiğinde karşıdan karşıya geçerken bir araba çarpmış ve oracıkta ruhunu teslim etmiş. Yol arkadaşı İbrahim Amca “Tutamadım, elimden kayıp gitti.” diye dövünüyormuş. Vefat sonrası öğrenildiğine göre Hüsmen amca, hanımına borçlu olduğu kişileri ve parasını emanet edip yola çıkarken “İnsanlık hali gidip de dönmemek var.” diye helalleşmiş. 75 yaşındaki iki ihtiyar delikanlı, oğlunu yitiren eski mesai arkadaşına telefonla taziye sunmayı kâfi görmeyip, trenle Adapazarı’ndan Konya Ilgın'a gelmeye erinmemiş. Hüsmen amcamızın son ameli, sıla-i rahim olmuş. “Eski mesai arkadaşının hatırı…  Acılı bir babayı teskin etmenin hatırı…” 

Bu dersi sadece ders olarak bırakmadım, ben de geçtiğimiz Cuma günü bir arkadaşımı yeni kurduğu fabrikasında ziyarete gittim. Gidiş yolu bir saat dönüş yolu bir saatten fazla sürdü, ama inanın değdi. Çünkü arkadaşım bu fabrikaya taşınalı iki yıl olmuş. Osman’ın dersi olmasaydı daha kaç iki yıl geçecekti belki?

Ali Demir

Osman Arı'nın objektifinde Ali Demir ve Arboretum



Anma toplantısında en hüzünlü bölüm kendi üflediği neyden "Göçtü kervan" ilahisini dinlemek oldu. 
   

Mimar ve Mühendis dergisindeki son yazıları:

Bu yazıların ilkine ve sonuncuya Gözlemler linki:

Zirve yazısını yukarıdaki linkten, ya da daha iyisi Mimar ve Mühendis dergisinin 117. sayısında arayın. 99. sayfada, yazının en sonunda şu satırı göreceksiniz:

Sırada bakalım kısmetimize hangi yüce dağ tırmanışı var?


Bu şaheser fotoğraf aynı derginin 116. sayısında