Murat Mercan
AKP Milletvekili
1 Aralık Salı -- Medine... Allahin Resulune kucak acmis sehir. Sanki bu ozelligini hic kaybetmemis gibi... Peygamberin sehri tum ziyaretcilere kucagini aciyor... Mekkeden cok farkli... Daha temiz daha tertipli...
Burasi da hayatini Namaza endekslemis. Dunyanin bir cok sehrini gordum ama ibadetle ticaretin bu kadar ic ice gectigi, hayati domine ettigi bir sehir gormedim. Burasi insanin kendisini hic te yabanci hissetmeyecegi bir sehir...
Bugun de sakin Medine. Hacilar daha gelmediler. Mescidi Nebevi dunyanin en buyuk mescidi mi bilmiyorum ama herhalde Beytullahtan sonra en cok cemaat buradadir. Hele sabah namazi... Namazdan yarim saat once gittigimizde Mescid doluydu. Ne burada ne de Mekkede okunan ezanlar bizim alisik oldugumuz makamlarda okunuyor. Sanki bana Turkiyedeki ezanlar daha etkileyici gibi geldi.
Ama Kur'an oyle degil. Biz sabah namazi dusunun ki yarim saat suruyor. Medine imamlari da Kur'ani cok guzel okuyorlar. Abartidan uzak, anlamasaniz bile icinizde hissediyorsunuz Allahin kelamini. Keske bizim imamlarimiz burada en az alti ay egitim gorseler.
Kahvemi icerken bu satırlari yaziyorum. Kahvede TV yayini var. Kur'an kanali acik. Tum kahveye yayin yapiyor. Hayatin tam icinde Kutsal kitap.
Burasi medeni bir sehir. Medeniyet kelimesi buradan mulhem. Medineyi cok seviyorum. Medine ah Medine. ResulAllahin muhrunun oldugu kutsal sehir.
Medine ah Medine...
Mescid-i Nebevi sanki Allah'in Resulunun izlerini hala tasiyor. O kadar gorkemli o kadar kucaklayici ki.
Kac kapisi, kac minaresi oldugunu bilmedigim bu Cami dunyanin belki de en temiz camisi. Surekli ilaveler yapilmis Camiye. Ama insicam hic bozulmamis. Kac stadyum buyuklugunde acaba. Muthis bir armoni muthis bir estetik. Gozunuzu tirmalayan hic bir sey yok. Caminin icinde butun halilar ayni. Kabede mermerlerin uzerinde namaz kilmaya alismis insan icin buyuk nimet halilarin uzerinde namaz kilmak. Onbinlerce insanin ayak bastigi, binlerce insanin uzerinde uyudugu halilarin temizligi hep dikkatimi cekti. Cami hep kendine cekiyor insani.
Namaz vakitlerinden once cami avlusundan akin akin insanlarin Ezanin cagrisina kosmalarini seyretmek insanin Ruhunda siir lezzeti birakiyor. O ne kosusturma ya Rab...
Cami avlusu deyip gecmeyin. Bembeyaz mermerlerle kapli bu avlu Caminin dort bir yaninda ve cok buyuk. Alabildigine hareketli. Ve temiz. Bu kadar insanin ayak bastigi bu avlunun temizligi de ResulAllah'in bereketi.
Mescidi Nebevinin dogusunda Cennet-ul Bakî. Hz. Fatima ve sahabelerin evleri ve mezarlarinin oldugu bahce. Duvarlarla kapli. Ziyaret yasak. Duvarin onunde "hediye" karsiligi Dua okuyanlar estetigi bozuyor. Tum yasaklara ragmen duvarin onunde dua edenleri gormek mumkun. Iranlilar daha Medineye gelmediler. Onlar geldikleri zaman Cennet-ul Kubra duvarinin onunde aglayanlari, agit yakanlari gorebilirsiniz. Suudi polislerle arada cekismeler oluyor dogrusu.
Insanoglu gereksiz kutsallastirmalara cok yatkin. Anlamakta zorlaniyorum...
Burasi Medine. ResulAllah'I bagrina basmis. Bu Mescid O'nun mescidi. O'nun secde ettigi yerde secde yapmak duygusu insani muthis etkiliyor. Allah'in Resulunun ve arkadaslarinin ayak bastigi yerlerde yurudugunuzu dusunebiliyor musunuz?
TV de Kur'an okunmaya devam ediyor. Ve ben Turk kahvesi iciyorum.
Medineliler ResulAllah'a ensarlik yapmislar. Sanki ayni huylari devam ediyor. Alisverislerinde bile bir yumusaklik bir sukunet ve kalite var. Ama pazarlik yapmayi unutmayin. Burada Peygamber pazarligi yapmak lazim.
Cami avlusunun etrafi Minarelerin estetigini bozmayacak yukseklikte binalarla dolu. Hepsi otel ve alis veris merkezi. Hic bir bina gozu tirmalamiyor. Binlerce dukkan var. Kimisi Turkun. Kimisi Araplarin, kimisi Pakistan, Afgan, Ozbek, Yemenlilerin dukkanlari. Hemen hemen hepsi az cok Turkce biliyor. Sakin dukkanlarda Ingilizce konusmayin. Turkce anlasabiliyorsunuz.
Medinede hic bir Musluman yabancilik cekmez. Kimseye de bu gozle bakilmiyor. Sanki herkes Medineli. Yani Ensar. Keske bir Medineli bir dostum olsaydi.
Insanlarin hepsi guleryuzlu. Sempatik. Sevimli. Sanki buradaki insanlari coktandir taniyorum.
Hem Mekke de hem de Medinede cok guzel yuzlu insanlar gordum. Bu insanlarin yuzlerindeki Nur'a sahit oldum. Bakmaya doyamadim.
Mekkeliler de Medineliler de Allah dostuysa eger cok etkileyici. Hep seyretmek istiyorsunuz.
Ya Afrikalilara ne demeli. Dev yapilariyla asalet timsali. Elbiseleri belki eski, belki cok yoksullar. Ama asil ve Nur yuzluler.
Ya Endonezyali ya da Malezyalilar. Minyon tipler, ama tertemiz ve teslim olmuslar. Sessizlikleri size hep bir seyler soyluyor.
Afganlilar belkide yuzlerinde cok aci cekmenin kirisikliklarini en cok tasiyanlar. Onlarinda yuzlerindeki Nur eksik degil.
Burada hakim renk beyaz ve siyah. Bembeyaz elbiselere burunmus erkekler, siyah elbiseleriyle kadinlar bir renk cumbusu ve bir gorsel armoni. Her insan burada guzel.
Mescid-i Nebevide de Kabede oldugu gibi hemen hemen her vakit Cenaze namazi kiliniyor. Kilinmadigi bir vakte daha rastlamadim. Hayatla olum her yerde icice. Ama burada bunu hep hissediyorsunuz. Ne kadar cenaze olursa olsun tek namaz kiliniyor. Benim icin en guzel olum herhalde cenaze namazimin Mescid-i Nebevide kilinmasi olurdu.
2 Aralık Carsamba -- Bugun son gunumuz. Bir kac saat sonra Turkiye'ye donuyoruz artik.
Dun Mescid-i Nebevide ikindi namazinda Cenaze namazi kilinmadi. Bu seferimizde ilk kez oluyor. Medinede bir tek mezarlik oldugunu ogrendim. O da Cennet-ul Baki. Butun cenazeler oraya gomuluyor. Kabir ve olu konusunda bizim adetlerimizden farkli adetler var burada.
Dun Kuba mescidine gittik. Peygamberimizin Hicret ederken 12 gun kaldigi yer. Ve kendi elleriyle yaptigi ilk Mescid. Peygamberimizi Medinede ilk karsilayan ve agirlayanlar onlar. Kuba Mescidinin hemen yaninda bir kuyu var. Hz. Osman'in Peygamberimizin muhrunu dusurdugu kuyu. Tum aramalara ragmen bulunamamis Muhur. Bugun uzerini kapatmislar. Hurma agaclari var. Hemen karsisinda bir hurma bahcesi ResulAllah'in sevdigi bahce. Her yerde Peygamber izi.
Deve sutu icmek icin arkadaslar bizi Medinenin disina goturduler. Deve sutu ResulAllah'in tavsiye ettigi sut. Devenin yavrusu bir memeden sut emerken diger memeden sagdi bize Yemenli coban. Suzdu ve ictik. Deve sutu kaynatilmadan icilirmis. Uzerinde cokca kaymak olan bu sut kendinden sekerli.
Dunden itibaren Medinenin ziyaretcileri artti. Cok kalabaliklasti Medine. Bize ise artik yol gorundu. Hayat her yerde devam ediyor. Medineden hurma almayi unutmamak lazim. Hurma deyip gecmeyin onlarca cesidi var. Ne guzel yiyecek su mubarek. Hurmayi mutlaka bilen birinden almak lazim. Eger ihtiyac olursa size guvenilir bir isim verebilirim. Turkiye'ye de yolluyormus.
Artik ayrilik vakti geldi. Hem Mekkeden hem Medineden gozlemlerimi yazdim. Ne vesile oldu, neden yazdim bilmiyorum. Sizlerle bu coskumu ve heyecanimi paylasmak icin belki de. Dogrusu bu ziyaretimizde etrafimi gozlemlerken hep yazacak bir seyler aradim o gozle baktim.
Elbette baskalarinin gozlemleri farkli olacaktir. Gozlemlerimiz bizim gozlerimizin suzdukleri. Burada yanlislari ve cirkinlikleri gormekte mumkun. O acidan bakildiginda insan her yerde insan. Arap olmasi ya da Kur'an dilini bilmesi bir ayricalik olmuyor. Insan Nefsi ve Aklinin arasinda gidip geliyor. Anahtar kelime her halde Sirat-i Mustakim. Ve Sirat-i Mustakim olanlarla beraber olmak.