31 Ağustos 2023

Bağdat Yolunda bir Mescit

M Akif Eyler 

Mihrimah Sultan Camisi (1560'lı yıllardan)

Bağdat Caddesinin adı nereden geliyor? Elbette eski "Bağdat Yolu" olmasından... Sadece Bağdat mı, aynı zamanda Hicaz yolu, Şam yolu, Kars yolu, Konya yolu, İzmit yolu... Bu isimle anılmasının sebebi, şanlı bir padişahın ordunun başında Bağdat seferine çıktığı zaman bu yoldan geçmesi.

Bağdat Yolunun başlangıcı

Seferler, hele sultanların katıldığı seferler beki üç beş tanedir. Lakin hac yolcuları her sene bu yoldan geçerdi, ticaret kervanları da... Böyle işlek bir yolun üstünde elbette sayısız çeşme ve mescit vardı. Mescitler unutulmuş ama pek çok çeşme halen duruyor: Ayrılık çeşmesi, Söğütlü çeşme, Selami çeşme, Çatal çeşme... Suyu artık akmasa da, çeşmeler semtlere ve duraklara adını veriyor.

Allah'ın bir lutfu, yol üstündeki böyle bir mescidin çok yakınında oturuyoruz. Mihrimah Sultan Camisi: Uzun süre kullanılmış, sonra unutulmuş ve kaybedilmiş, sonra tekrar ihya edilmiş. 1968'de liseye giderken mescidin yerinde açık hava sineması vardı. Buranın vakıf malı olduğunu, kullanılmadığı için "kamulaştırıldığını" sonradan öğrendik.


1970'lerde yakınımızda üç cami vardı: Galip Paşa, Zihni Paşa (istasyon), Reşat Paşa (Suadiye). Bunların üçü de Osmanlı'nın son yıllarında demiryolu yapıldıktan sonra inşa edilmiş. Yaklaşık 110 yıllık geçmişleri var. Söz konusu mescit ise 460 küsur yıl önce vakfedilmiş. Vakfiyesini görmek isterdim ama bulamadım.

Reşat Paşa'nın 1908'de yaptırdığı Suadiye Camisi

Turgut Özal devrinde Vakıflar Gn Md vakıf mallarına sahip çıkmaya başladı. 1984'de bir hayırsever tek başına burada bir cami yaptırmış. O zaman ilahiyat öğrencisi olan Hüseyin Saraç Hocamızdan o günlerin hikayesini dinlemek lazım: Mahalle sakinleri burada cami görmek, ezan duymak istemiyor. 3500 imza toplayıp projeyi durdurmaya çalışmışlar. Ezanı susturmak için genç hocayı tehdit etmişler, hatta rüşvet teklif etmişler, yeter ki şu ezanı duymasınlar.

Bugün camilerde ezan okunuyor, şükürler olsun... Fakat uyanık olmak lazım, şimdi okunması "hep okunacak" anlamına gelmez. Kullanılmazsa kesinlikle yine kaybedilir, sinema olur, AVM olur. "Allah korusun" demek yeterli değil, çünkü camileri cemaatler ihya ve imar eder. Sabah namazından başlayarak, cemaate katılmak hepimizin görevidir, camiler böyle imar edilir; aksi halde Allah bu yapıları korumaz, korumayacağını daha önce defalarca gösterdi. 

9:18 Allah'ın mescidlerini, ancak Allah'a ve ahiret gününe inanan, namazı kılan, zekatı veren ve Allah'tan başkasından korkmayan kimseler imar ederler. İşte hidayet üzere oldukları umulanlar bunlardır.

M Okuyan yorumu: Burada geçen ya‘muru fiili, “imar etmek”ten ziyade “ömür vermek, şenlendirmek, ayakta tutmak, layık olmak” gibi yorumlanmalıdır.


İlginç bir not:

Google haritalarında camimizin adı yanlış görünüyordu. Düzeltme yaptım, kabul edilmedi. "Bu işyeri benim" diyerek camiye sahip çıktım. Sahibi olarak yazınca kabul edildi.