Marmara Üniversitesi
Ülfet alışkanlık nedeniyle ilginç olayların farkına varmamaktır. Şuurlu müslümanların ülfetten kurtulma yollarını araması gerekir. Bugün kuzenim "Muallim" Selami ile ülfet kırıcı küçük bir gezi yaptık, cüzdansız, telefonsuz, saatsiz ve programsız. Yanımızda sadece biraz bozuk para ile birer Akbil vardı. (İstanbul dışındakiler için: Akbil, genel ulaşım araçlarında geçerli elektronik biletin adı)
Yeni Camide kuş evleri |
Erenköy'de evden çıkıp ilk gelen otobüse bindik, Üsküdar'a götürdü. Orada ilk gelen vapurla da doğru Eminönü'ne. Yeni Camide ilk bakışta görünmeyen kuş evlerini inceledik. Mısır Çarşısının yanındaki evcil hayvan çarşısını dolaştık. Rüstem Paşa camisi yanında oturup birer çay içtik. Selami fırından sıcacık bir ekmek almıştı, ucundan kenarından derken baktık ki hepsi bitmiş, kuşlara ayırdığım içi bile.
Mimar Sinan türbesi |
Üçüncü tepenin yokuşlarından birini tırmanıp Süleymaniye külliyesine ulaştık. Sinan'ın türbesinin önünden geçerken birer Fatiha yolladık. Vefa'ya inip İMÇ'da otuz senelik bir dostumuzun işyerine uğradık. Birer çay da orada ikram edildi. Vakit öğleye yaklaşırken, yakındaki Şebsafa Kadın camisine gidip abdest aldık. Caddenin karşısında Zeyrek kilise camisi bize bakıyordu. "Buraya gelsenize" dedi, bir yokuş daha çıkıp Zeyrek Camisinde Kuran öğrenen ilkokul çocukları arasında namazı kıldık.
Burası üç kubbeli ilginç bir yapı. Bizans devri sonlarında Pantokrator manastırı olarak bilinen meşhur bir yermiş, fetihten sonra camiye çevrilmiş. Günümüzde bakımsız ve perişan durumda, sadece batı kubbesinin altı kullanılıyor. Buna rağmen, akın akın ziyaretçisi olan bir yer.
Siirt çarşısı |
Kemere doğru biraz yürüyünce kendimizi Siirt çarşısında bulduk. Otlu peynir, petekli bal ve kuzu eti satılıyor. Aklınızda olsun, etin kilosu 6.50 YTL, İstanbul'da bile ucuz bir hayat sürmek mümkün. Birer çay da oradaki kahvede içtik. Etrafımızda konuşulan farklı diller çok ilginç idi, ülkemizin zenginliği diye düşündüm. Selami taş gibi birşey aldı. Meğer doğunun üzüm pestiliymiş. İlk lokmalar tatsızdı, sonunda çok hoş bir tadı kaldı.
Arap Camisinin iç manzarası |
Unkapanı'na geri dönüp köprüyü geçtik. Arap Camisine uğrayıp Zeyrek ile kıyasladık. Biraz da orada dinlenip Karaköy'den Haydarpaşa'ya geçtik, trenle eve döndük. Toplam harcamamız (çoğu Akbil) 10 YTL içinde kaldı.*