Akif Eyler
Marmara Üniversitesi
"Babanız hayattaysa her anının kıymetini bilin" denmişti ya, ben de bugünümü babama ayırdım, arabaya binip 5-6 saat İstanbul'u gezdik. Birlikte eskileri hatırladık, yenileri konuştuk, geleceğe baktık.
Gittiğimiz yerlerden biri de Zeyrekhane idi. Bizans'tan kalma Pantokrator manastırının metruk bölümlerinden biri restore edilmiş, güzel manzaralı bir dinlenme yeri olmuş.
O saatte bizden başka müşteri yoktu, Ayasofya, Haliç ve Süleymaniye'ye bakarak hafif birşeyler yedik. Sonunda hesabı istedim, garson "Hesabınız tamam, efendim" dedi. Babam ödemiştir diye düşünüp önemsemedim.
Dahası, "Efendim, isterseniz camiyi gezebilirsiniz" dediler. Ne iyi, demek müşterilere kültür hizmeti veriyorlar deyip camiye yürüdük. Zeyrek Camisinde Kuran öğrenen ilkokul çocuklarından daha önce söz etmiştim: Ülfeti kırmak
Çocuklara sabırla ders veren hoca bizi de sabırla gezdirdi. Kilitli bölümleri gösterdi. Bir halının altındaki tahtayı da kaldırıp altındaki tarihi mozayikleri ortaya çıkardı: Samson and the zodiac
Camide öğle namazını kılıp hocaya teşekkür ile ayrıldık. Babama hesabı ne zaman ödediğini sordum, ödememiş. Gidip sordum, meğer babamı başka birisi sanmışlar, o nedenle bize özel davnırlarmış. Caminin kapalı yerlerini göstermek için Rabbimin bir ikramı deyip şükrettim.
Çıkarken, keşke Hesap Gününde de "Hesabınız tamam, efendim" deseler diye dua ediyordum...